20 Mart 2013 Çarşamba

so tell the girls that i am back in town

en son, tavanın içindeki bütün unun cilli (bilye evet. ben hep cilli diye bildim onları. büyüyünce bilye olduğunu öğrendim.) büyüklüğünde topaklanmasıyla tövbe etmiştim un helvası yapmaya. ve yine o zamanlar, neden bilmiyorum,  unun ne denli topaklandığından bahsetmiştim arkadaşım onura. o da bana "un helvası zor iş, ölümüne kavuracaksın unu." tüyosunu vermişti. 

onur benim liseden arkadaşım. ama onunla lise bittikten sonra, aynı liseden mezun olduğum insanlarla yaptığımız görüşmeler vesilesiyle tanıştım. yani aslında bu durumda sanırım liseden arkadaşım olmuyor. her neyse o kadar önemli değil. tanıdıktan sonra da çok sevdim kendisini. bir de ona süpriz yapacaktım ama elime yüzüme bulaştırdım. bu durum, beni, kendimi sorgulamalaya ve türlü vicdan azaplarına sürüklüyor bugünlerde. o işe de bir çözüm bulacağım inşallah.

işte efendim bugün onu bir kere daha çok sevdim. ve bunun sebebi tahmin edebileceğiniz gibi un helvası tüyosu. yarın yine o sevmediğim hocanın, sevmediğim dersine gireceğim için içimden mutsuzluk akım akım akıyordu. tam konuyu çalışmak üzere slayta tıklayacakken dur ben bi helva yapayım diyerek kalktım masamın başından. masa dediğim de sehpa he. 

tam mutfağın kapısında karşılaştığım, ev arkadaşım, gözde dedi ki: "ben un helvası severim." içimdeki, o, birilerini beslediğinde mutlu olan canavar, birden uyandı ve kabusum olan un  helvasını yapmayı bir kez daha deneyebileceğimi fısıldadı bana. hayır, fısıldamadı. adeta çığlık atıyordu içimde. çok düşünmeden ölçülere bakmak için herhangi bir siteyi açtım. ve tabii ki o ölçülere yine uymadım. 

kafamda sadece, arkadaşım onurun "ölümüne kavuracaksın unu." cümlesi yankılanıyordu. mesela, annem de hep "unu iyi kavur bak topaklanır sonra." tarzı önerilerde bulunuyor anlatırken ama ne kadar da kavursam olmuyordu. çünkü ben hemen iyi kavrulduğunu düşünüyordum. o "ölümüne" kelimesi benim daha kolay anlamamı sağlamış olacak ki; helva bu kez mükemmel oldu. tek bir topakcık bile yok. 
TEŞEKKÜR EDERİM ONUR. 

gözde de beğendi. ve bilenleriniz bilir, benim, biri için yemek pişirmekten sonra en çok sevdiğim şey, o yemeği yiyenin memnun olması. 

"ÖLÜMÜNE KAVUR"UN ÇOCUKLAR.

bu belli belirsiz fotoğrafı özellikle seçtim ki canınız çekmesin. (fotoğraf çekmeyi beceremediğini kabul etmiyor.)

Hiç yorum yok: