24 Şubat 2013 Pazar

GNYDNNNN;)


Uyanmamla , gözümü açmam arasında geçen birkaç saniyede odanın neresindeyim, yatağım ne tarafa konumlanmıştı, ben başımı yatağın hangi tarafına koymuştum, hala aynı yerde miyim.. gibi şeyleri sorguluyor oluyorum, bazen. Her zaman olmuyor. Hep olan şu; hiçbir zaman doğruyu anımsayamıyorum. Uyanmadan önce kendi kendime oynadığım bu oyunu hiç kazanamıyorum.

Bugün de uyandığımda, gözümü açtığımda pembe bir duvar göreceğimi, arkamı döndüğümde bilgisayar masası ve hemen yanındaki dolabı, ayakucumda ise ince, düştü düşecek gibi görünen kitaplığımı göreceğimi hissediyordum.  Gözümü açtığımda tüm bunların aksine Bartındaki odamın sarı duvarıyla karşılaşıyorum.  Burada olduğuma inanmak için sarı duvarı yeterli bulmayıp, kafamı, sırtımı döndüğüm odaya çevirip bakma ihtiyacı duyuyorum.

Tabii ya, dün gelmiştim bu içinde sevilesi bir sürü insan barındıran, ama buna rağmen, kendisini hiç sevemediğim bu şehre. En iyisi biraz daha uyuyayım. 

Hiç yorum yok: