Uyanmamla , gözümü açmam arasında geçen birkaç saniyede
odanın neresindeyim, yatağım ne tarafa konumlanmıştı, ben başımı yatağın hangi
tarafına koymuştum, hala aynı yerde miyim.. gibi şeyleri sorguluyor oluyorum,
bazen. Her zaman olmuyor. Hep olan şu; hiçbir zaman doğruyu anımsayamıyorum. Uyanmadan
önce kendi kendime oynadığım bu oyunu hiç kazanamıyorum.
Bugün de uyandığımda, gözümü açtığımda pembe bir duvar
göreceğimi, arkamı döndüğümde bilgisayar masası ve hemen yanındaki dolabı, ayakucumda
ise ince, düştü düşecek gibi görünen kitaplığımı göreceğimi hissediyordum. Gözümü açtığımda tüm bunların aksine Bartındaki
odamın sarı duvarıyla karşılaşıyorum. Burada
olduğuma inanmak için sarı duvarı yeterli bulmayıp, kafamı, sırtımı döndüğüm
odaya çevirip bakma ihtiyacı duyuyorum.
Tabii ya, dün gelmiştim bu içinde sevilesi bir sürü insan
barındıran, ama buna rağmen, kendisini hiç sevemediğim bu şehre. En iyisi biraz
daha uyuyayım.